Ligde 10 iç saha maçı, 7 galibiyet 3 beraberlik atılan 17 gol yenilen 4 gol toplanan 24 puan.
Dış sahada ise 10 maçta 3 galibiyet 2 beraberlik 5 mağlubiyet atılan 14 gol yenilen 23 gol toplanan 11 puan.
Avrupa’da oynanan toplam 8 maç iç sahada 3 galibiyet 1 beraberlik dış sahada ise 4 mağlubiyet.
Türkiye kupasında yine iç sahada 1 galibiyet ancak dış sahada 90+4 te gelen gol ile alınan beraberlik ve uzatmalarda alınan tur.
Trabzonspor’un bu sezon iç saha performansı ile dış saha performansı gece ile gündüz gibi. Aslına bakılırsa rakipleri iç sahada da dış sahada da benzer oyun formatlarını kullanıyor. Birkaç maç dışında genelde Trabzonspor’un rakipleri, topun hakimiyetini Trabzonspor’a verip merkezi kalabalık tutup hızlı oyuncularıyla kontra ataklar ile kolayca sonuca gittiler.
Bu noktada akla bir soru geliyor. Rakipler Trabzon Deplasmanında da kendi iç sahalarında da benzer oyunları oynuyorken neden deplasmanda başarılı olamıyorlar da kendi sahalarında Trabzonspor’un bileğini bükebiliyor hatta skor olarak özel skorlar elde edebiliyorlar ?
Bahsettiğim maçların tümünü izlemiş, futbolu seven her insanın aklına iç saha avantajı ve seyirci desteği gelir. Ancak 38 yıl sonra Şampiyonluk kupasının şehre geldiği 2021-2022 sezonu için söylenebilecek bu destek 2022-2023 sezonunda birkaç büyük maç veya kırılma maçı dışında pek görülmedi desek yeridir.
Abdullah Avcı’nın hep söylediğimiz ve Trabzon şehrine eşik atlattığı konu olan sabırlı oyun iç sahada işe yarıyor ancak deplasmanda amiyane tabir ile tatlı sert futbola yenik düşüyor. Futbolcuların, istenmeyen skorlara karşı iç sahada gösterdiği reaksiyonlar çok farklı.
Amatör futbol oynadığımız zamanlarda, hocalarımız gol attığımız veya yediğimiz anlardan sonraki ilk 5 dakikanın hep önemli olduğunu söyler bu sürelerde sakin kalmamız gerektiğini bize dikte ederdi. Amatör düzeyde dahi bu tip ezberlerin olduğu noktada, Süper ligin son şampiyonunun hocasının futbolcularına bu dikteyi direteceğini ya da hatırlatmasına gerek olduğunu düşünmüyorum.
Futbolcular, taraftarlarca istenmeyen sonuçlara itiraz, isyan anlamında iç saha ile dış saha maçlarını ayırdığını düşünmeye başladım. Fiziksel anlamda son derece net mağlubiyetler alınıyor ve isyan eden futbolcu arayan taraftarlar deplasmanlarda mum ile arıyorlar ancak göremiyorlar.
Abdullah hocanın pragmatist davranarak deplasman oyunlarında ilk geldiği yarım sezona dönmeli. Futbolculara da bunu hissettirmeli. 1-0 ı bulduğu Hatayspor maçında 2.golü bulabileceği pozisyonları tamamen beceriksizlik sonucu değerlendiremeyen Trabzonspor Hatay deplasmanından da mağlup ayrıldı ve bence bu sezon için lig hedefine havlu attı.
Bir an evvel Gece-Gündüz gibi farklı olan İç Saha-Deplasman performanslarını dengelemeli ve halen devam edebilecek olduğu Konferans Ligi ve Türkiye Kupası hedeflerine yönelmelidir. Ekonomik anlamda gelir kapısı olan Konferans ligine ve bu ekonomik kulvarın seneye de devam edebilmesi adına Avrupa kupalarına katılım hakkının elde edilmesindeki en kısa yol olan Türkiye Kupası olağanüstü önem kazanmıştır.
Hoca ile yola devam edilmesi ve kadronun daha erken ve sağlıklı bir yapılanma ile tekrar gözden geçirilmesinin tam zamanıdır. Trabzonspor’un hoca değişikliği için harcayacak boş zamanı yoktur!